16 Mart 2020 Pazartesi

Tık Tık Tık

Epey oluyor oyuna gideli ama nedense birden aklıma geldi. Oyuncuların daha doğrusu Bedia ve Afife Jale'nin birbirlerini çağırırken çıkardıkları bir ses vardı, epey zorladım kendimi ama bir türlü çıkaramadım sesi. (Sadece izleyenlerin bilebileceği bir ses ( tabi eğer burayı okuyan biri var ise ve tabi oyunu izlediyse) )

Bir yıldır saçlarımı hiç kestirmedim, durduk yere en alakasız konuda hayatımda sebat edip, istikrar belirtisi gösterdim.

Nedense bana kitap okunması düşüncesi yani birinin bana sesli bir şekilde kitabı okuma düşüncesi okunulanlardan hiç verim alamayacağımı hissettirirdi. 28 yaşında böyle bir şey için yanılmak hem güzel hem de ürkütücü, çünkü ne kadar da az tanıyorum kendimi, çünkü ne kadar da konfor bölgemden çıkmaktan korkuyorum.

Üniversitede okurken ara ara rüyamda gördüğüm bir hocam vardı. Çok hoş bir adamdı, giyindiği ceketler her zaman kendisine hayran bıraktırırdı. Rüyalarımda sürekli partneri ile bir şekilde ayrılıklar yaşardı, ben de canla başla onları bir araya getirmeye çalışırdım. Kesinlikle bir anlamı olmalı bu rüyanın, kesinlikle bir sürü anlamı...

Her zaman ve herkesten farklı, yüce ve eşsiz olduğun düşüncesi bir bırak peşimi!

Hayatında bir şeyleri değiştirmek istiyorsan, ne varsa her şeyi bırak ve kaç, geriye dönme, bu kadar mı işe yaramaz bir taktik, çünkü hep yanında taşıdığın, her yere götürdüğün bir şey olur, hep başladığın yere dönersin. Belki başlangıç noktasında motto yanlıştır he!

Minicik kırmızı atkı, ne güzel anılar vardır, hala arada elime alır mutlu olurum, acaba sahibi atkının bende olduğunu hatırlar mı?